UBUNTU

Esma Tasdemir
4 min readNov 30, 2022

--

Bu süreçte çok sevdiğim “Ubuntu” felsefesini paylaşmak istiyorum sizlerle. Dün Nelson Rolihlahla Mandela tarafından Ubuntu ile ilgili kısa videosunu izlediğimde bir kez daha anladım ki biz olma kavramı ne kadar da muazzam ve birleştirici. “İnsanlık” anlamına gelen bu kelime “biz olduğumuz için varım” (ayrıca “sen olduğun için varım”) anlamları ile de toplumun çok güzel bir tanımı oluyor benim için. Çünkü biz insanlık olarak ancak ve ancak bir olduğumuz sürece, çeşitliliği ve kapsayıcılığı benimsediğimiz sürece varız…

Ubuntu felsefesi nedir?

Ubuntu, “insanlık” anlamına gelen bir terimdir. Sen olduğum için ben varım ve ben olduğum için biz varız anlamı temeli oluşturmaktadır. Aslında Ubuntu kelimesinin çeşitli tanımları vardır ve kelime anlamı olarak bünyesinde çok farklı tanımları barındırır. Genel olarak Ubuntu, Afrika perspektifinden hümanizm olarak tanımlanabilir. Afrika’nın toplumsal ilişkiler içerisindeki dünya görüşüdür. Bu kavram hem sosyal hem de hümanist bir etiktir. Ubuntu, başkalarıyla bağ kurmakla ilgili olarak da düşünebiliriz. Ben olduğum için insanım ve ait olduğum için insanım gibi sözler bu ilkeyi ifade eder. Bu Afrika felsefesinde bir bireyin katıldığını söylüyorsa, insan olduğu anlamına gelir ve devam eder öyleyse ben varım! Bu kavramı aynı bireyin düşünüyorum öyleyse varım demesi ile ilişkilendirilebilir.

Ubuntu
  • İlk ilke olarak, insan olmanın başkalarının insanlığını tanıyarak kendi insanlığını doğrulamak ve bu temelde onlarla saygılı insan ilişkileri kurmak olduğunu düşünebiliriz.
  • İkinci ilke olarak, eğer bir kişi zenginlik ile başka bir insanın yaşamını korumak arasında kesin bir seçim yapmakla karşı karşıya kalırsa, o zaman yaşamı korumayı seçmesi gerektiği anlamına gelir.
  • Üçüncü ilke olarak geleneksel Afrika siyaset felsefesine derinlemesine yerleşmiş olmasıyla kralın (yöneticinin-liderin) statüsünü onunla bağlantılı tüm güçler de dahil olmak üzere altındaki insanların iradesine borçlu olduğunu söyler.

Ubuntu’yu Tanımlayan Kavramlar

Ubuntu’nun varlığını tanımlamak için çeşitli kelimeler kullanılmıştır. Bunlardan bazıları sempati, şefkat, iyilikseverlik, dayanışma, misafirperverlik, cömertlik, paylaşma, açıklık, olumlama, elverişlilik, nezaket, ilgi, uyum, karşılıklı bağımlılık, itaat, kolektivite ve fikir birliğidir. Ubuntu intikamın, yüzleşmenin, misillemenin karşısındadır ve Ubuntu yaşama, haysiyete, merhamete, insanlığa, uyuma ve uzlaşmaya değer verir.

Ubuntu Felsefesi ve Dünyadaki Uygulama Örnekleri

Bir felsefe olarak Ubuntu, özellikle Sahra altı Afrika’ya atfedilebilir. Ancak, uygulaması artık dünya çapında!

  • Bilgisayar biliminde, ABD’de geliştirilen Linux tabanlı bir uygulama olan Ubuntu yazılımı, yaygın olarak dağıtılan açık kaynaklı bir yazılımdır. Yazılım, Ubuntu’nun paylaşım ilkesine dayanmaktadır. Batı kültürü Ubuntu’nun etkisinden kurtulmuş değil. Linux örneğinin yanı sıra Ubuntu da çeşitli düzeylerde uygulanmıştır.
I Am Because We Are-Belgesel Afişi
  • Madonna, Ubuntu etkisinin bir yansıması olarak filmine (I am because we are on Malawi orphans) adını verdi. Bill Clinton, Ubuntu terimini, 2006'da partinin konferansında yaptığı konuşmada İşçi Partisi politikasında insan merkezli olmaya çağırmak için kullandı.
Bill Clinton: “I Am Because You Are”
  • Ubuntu Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı tarafından “ortak çıkarlara ilişkin konularda birlikte çalışmak üzere farklı bölgelerden ve sektörlerden insanları bir araya getiren bir toplantı aracı” olacak diye tanıtıldı. Amerikan Piskoposluk Kilisesi bile 76. Konvansiyonu için Ubuntu temasını kullanmıştı.

Ubuntu ve Türkiye

Bu kavramı araştırmak istememenin en önemli nedeni bizim ülkemizin özünde de bu kavramın yer almasıdır. Bizlerde de aslında yurt dışındaki birçok ülke tarafından Türkiye denildiğinde akla gelen iyilikseverlik, dayanışma, misafirperverlik, cömertlik gibi kavramları Ubuntu’da görüyor olmamdı. Türkiye’de her yaşayan kişi eminim ki ailesinde, çevresinde, toplumda bu kavramları mutlaka bir kez bile olsa yaşamıştır. Ancak bizlerde çok değiştik ve hatta değiştirildik…

Neden diye sorgulamadan geçmeyeceğim. Aksine bu yazıda da irdelemek istediğim tam da buydu. Bize ne oldu da sadece Ubuntu kavramının altında yatan birlik ve beraberlik düşüncesi duygusunu sadece 80’ler ve 90’lar filminde izler olduk! Hatırlıyorum da küçükken gerçekten mahallemize, komşularımıza ne kadar çok güven beslermişiz. Ne kadar çok paylaşır mıyız yemeğimizi, sofralarımızı ve çayımızı. Şu an ülkece geldiğimiz şu durumu gördüğümde ne kadar acı bir tablo. Afrika toplumunda Ubuntu kavramı nasıl bir felsefeden kültüre dönüşmüş ise, bizim de kendi düşüncelerimizde ve özümüzde, kültürümüzde bu değerlere sahibiz. Artık geçmişi özlediğimizde, paylaşımı görmek istediğimizde sadece Yeşilçam filmlerini ve dizilerini izleyerek yad ediyoruz o günleri. İnsanlık olarak o kadar çok uzaklaştık ki birbirimizden. Merhaba, günaydın, nasılsın gibi basit selamlaşmaları bile yapmak büyük bir külfet gibi geliyor hepimize. İster problemin adına sosyal medya deyin ister teknoloji deyin. Problem o kadar açık ki, isimlendirmek için bile tartışmalara maruz kalıyoruz. Bizler birbirimize güvenmeyen, inanmayan, sevmeyen ve saymayan bir topluma doğru dönüştürülüyoruz! Aman dikkat dönüşüyoruz demiyorum… Dönüştürülüyoruz!

Peki bunu fark eden bir avuç insan olarak değerlerimize, toplumumuza, kültürlerimize, atalarımıza sahip çıkmak da bizim sorumluluğumuzda. Bizler insanlığın, yaşamın, değerlerin peşine düşmeliyiz. Mal, unvan, para, şöhret gibi maddi değerlere sahip çıkmaktan, kendimizi unutacak seviyeye getirtiliyoruz. Amacımızı, hedeflerimizi, ailemizi, dostlarımızı, çevremizi, toplumumuzu, ülkemizi ve dünyamızı severek, sayarak, değerlere sahip çıkarak ve en önemlisi koruyarak insan olduğumuzu unutmadan iyilik yolunda ilerlemeliyiz. Tıpkı Ubuntu gibi bizler de intikamın, yüzleşmenin, misillemenin karşısında durmalıyız. Durmalıyız ki aydınlığımız karanlıklarda boğulmasın!

Herkese yazımı okuduğu için çok teşekkür ederim.

İnsan olduğumuzu unutmadığımız, unvanlar ile caka satmadığımız, para ile böbürlenmediğimiz, şöhret ile aklımızı kaçırarak canlıları aşağılamadığımız bir dünya diliyorum!

--

--

Esma Tasdemir

Interior Architect | Designer | MSc Architectural Acoustic & Sustainable Material | Graduate Researcher at TÜBİTAK MAM | Project Developer