Türkiye’de Kadın Hakları ve Etik Kültürü

Esma Tasdemir
3 min readNov 6, 2022

--

Emine Bulut cinayeti 18 Ağustos 2019 senesinde Kırıkkale’de gerçekleşmiştir (BBC Europe, 2019). Şu an sene olarak 2022 ve kadın cinayetleri hala devam etmektedir. Birçok kadın, yaşlarına bakılmaksızın cinayetlere kurban gitmektedir. Peki, bu durumu etik kültürü açısından değerlendirdiğimizde gerçekten de öldürülen bu kadınların sevgilileri ya da eski eşleri tarafından öldürülmesi ne kadar doğru ya da etik. Aslında işin özüne indiğimizde öldüren bu erkeklerin hangi amaçla ya da karakteristik özellikleri gereği bu duruma yeltendiklerini “faydacılık” ve “deontoloji” başlıkları altında değerlendirmeye alalım.

Türkiye’de Kadın Hakları

Faydacılık İlkesi

Öncelikli olarak faydacılık ilkesine göre bir insan en fazla sayıdaki insan için en büyük mutluluk düşüncesi ile yola çıkmalıdır. Acı-ıstırap gibi durumları en aza indirgemeli ve zevk-mutluluk gibi durumları eylemlerimiz aracılığı ile en üst seviyeye çıkarmalıdır. İnsan eylemlerini çok sayıda insanın mutluluğunu teşvik etme durumu eğilimine göre doğru insan ve yanlış insan olarak değerlendirmek gerekir. Bu yüzden bu tarz kadın cinayetlerini işleyen kişilerin öncelikle bu ilke ile örtüşmediğini, insanlara ve topluma daha çok acı duygusunu eğilimleri ile belirtmeleri onların yanlış olarak değerlendirmelerine neden olmaktadır. Buna ek olarak faydacılık ilkesi doğrultusunda eylemin etik olup olmadığını, durumdan etkilenen kişi sayısına göre değerlendirdiğimizde bu tarz kadın cinayetlerinin oluşması faydacılık ilkesine göre etik değildir. Tüm dünya çapında kadın faktörünün ailedeki yapısını ve değerini düşündüğümüzde kişi sayısı olarak etkilenen kişi sayısı oldukça fazladır ve bir kadının cinayet ile ölmesi sonucunda toplum çapında tüm kadınların ailelilerin etkilenme payını düşünmeliyiz.

Sonuçsalcı İlke

Sonuçsalcı ilkeye göre eylemleri araç-niyet durumlarından ziyade amaç-sonuç durumları açısından değerlendirilmelidir. Bu nedenle kadın cinayetlerindeki ölüm sebepleri ya da karşı taraflı yaşanan durumlarda ölüm bir bahane olamaz. Amaç-sonuç ilişkisi olarak sonucunda zarar-acı ve kayıp söz konusudur. Bu yüzden etik eylemler üretmeyen cinayeti işleyen kişiler faydayı arttırmadığı için cinayetin nasıl yürütüldüğü önemli değildir.

Zarar İlkesi

İncelenmesi gereken bir diğer ilke de zarar ilkesidir. Bu ilkeye göre özgürlük, kimseyi yaralamayan her şeyi yapma özgürlüğünden oluşur. Emine Bulut cinayetini değerlendirdiğimizde eğer cinayeti işleyen kendisinin yaptığı eylemler dâhilini özgürlük olarak adlandırıyorsa kimseyi yaralamaması gerektiğini bilmesi gerekir. Çünkü özgürlük toplum içerisinde kimsenin özgürlüğünü kısıtlamadığımız sürece vardır. Eğer bir erkek bir kadının özgürlüğünü kısıtlıyor ve ben özgürüm diyebiliyorsa, bu ahlaki ve etik açıdan doğru bir özgürlük yapısı değildir.

Deontoloji İlkesi (Sonuçsalcı Olmayan | Moral Haklar Yaklaşımı)

Deontoloji ilkesine göre özgür irade durumu ve ahlaki özerklik durumunu ele alalım. Bir kişinin kendisini yargılayabilmesi, seçme ve hareket etme, hatta hayır diyebilme haklarının olduğunu unutmamak gerekir. Buna ek olarak insanlığın formülünü kısaca vermek gerekirse yapılan, gerçekleştirilen eylemlerin insanların değerlerini desteklediği ölçüde iyi olacağını unutmamak gereklidir. Emine Bulut cinayeti gibi öldürülen birçok kadın cinayetinde, öldüren sevgili ya da eşlerin eylemlerinin insanlık değerlerinin ölçülerinin desteklenmeyecek türde kötülük yaptıklarının bilincinde olmalıdırlar. Aslında bu durumu hem faydacılık hem de deontoloji etik ilkelerinde değerlendirdiğimizde cinayeti işleyen kişilerin insanlık için faydacı ve eylemlerini iyi-olumlu olarak gerçekleştirmedikleri için hatta insanlığın etik kurallarına göre değerlendirdiğimizde amaçlarından saptıklarını görüyoruz. Deontoloji ilkeleri insanlığa bir araç olarak değil bir amaç olarak bakmayı hatta kendini yargılayabilecek şekilde etik hakları düşünmemiz gerektiğini savunmaktadır.

İnsanları ve insanlığı sevmeliyiz!

Sonuç olarak kadın cinayetlerinin son zamanlarda artış göstermesi ve hala bunların değişmemesinin nedenlerinden birisi olarak deontolojinin sunduğu üçlü formasyonda geçen “deontoloji ilkesine” göre insanları hareket etmeye davet etmektedir ve bunun yapılması dâhilinde evrensel bir kanun sisteminin oluşacağını söyleyebiliriz. Bu yüzden insanları ve insanlığı sevmeliyiz, etik kurallarını göz ardı etmemeliyiz. Acı-ıstırap gibi duygular yaşamak ve yaşatmak yerine mutluluk-zevk gibi duyguları yaşayalım ve yaşatalım.

Referanslar

BBC Europe. (2019). Emine Bulut: Anger in Turkey over mother’s murder. Retrieved from https://www.bbc.com/news/world-europe-49446389

--

--

Esma Tasdemir

Interior Architect | Designer | MSc Architectural Acoustic & Sustainable Material | Graduate Researcher at TÜBİTAK MAM | Project Developer